O parayı ben almadım

RODRİGO Barbosa Tabata... Türkiye onu Gaziantep’deki futboluyla ve 2009-2010 sezonu başında yaklaşık 8 milyon Euro bonservis bedeliyle Beşiktaş’a imza atmasıy

O parayı ben almadım 15 Nov 2015 09:27 1443 Okunma

“Benim için, Gaziantep’e verilen para o dönem hiç yüksek değildi. Bakın G.Saray, F.Bahçe’nin bonservis bedeli ödediği oyunculara. 10-13 milyon Euro gibi paralara gidiyorlar. Yıllar geçti 8 milyon Euro’yu hâlâ bana soruyorlar.”

RODRİGO Barbosa Tabata... Türkiye onu Gaziantep’deki futboluyla ve 2009-2010 sezonu başında yaklaşık 8 milyon Euro bonservis bedeliyle Beşiktaş’a imza atmasıyla tanıdı...

Milli maç için geldiğimiz Katar’da son 5 yılda ‘en iyi futbolcu’ seçilen Tabata’nın, kulübü Al Rayyan’ın tesislerine adım attığımızda bizi karşısında gören sambacı, foto muhabiri arkadaşım Süleyman Arat ile beni Türkçe “Hoşgeldiniz, nasılsınız?” diye karşıladı...

BEŞİKTAŞ’a transferim sürpriz oldu. Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl beni ve menajerim Fazıl Özdemir’i yanına çağırdı, “Beşiktaş seni istiyor, mutlu oldum. Yarın sabah İstanbul’a gidip Yıldırım Demirören ile görüş” dedi.

Gaziantepspor’un da o hafta Beşiktaş ile maçı vardı ama ben cezalıydım. Başkan Demirören ve bazı yöneticiler vardı. Beşiktaş gibi büyük takıma geleceğim için para konuşmadım. Menajerim yıllık 2.5 milyon Euro istedi.

Fakat başkan kulübün menfaatlerini düşünerek futbolculara aynı ölçüde para ödeyebileceklerini söyledi. 1.5 milyon Euro’yu kabul ettik. 8 milyon Euro bonservis ücretimden haberim yoktu.

Beni bağlayan alacağım paraydı. İki kulüp anlaştı. Beşiktaş’a geldim. Sanki bonservis ücretini ben almışım gibi taraftardan tutun da yorumculara kadar üzerimde baskı oluşturuldu. Çok üzüldüm.

“8 milyon Euro’luk adam” algısı bir çok insanın beynine yerleşmişti. Yolda yürürken, bir mekanda yemek yerken o parayı bana soruyorlardı. Hatta bazıları, “O parayı nereye yatıracaksın” diyorlardı. O parayı ben almamıştım ki...

İyi ki ayrılmışım ve Katar’a gelmişim. Burada kimseye, çalışmadan, takıma katkıda bulunmadan para kazandırmıyorlar. Profesyonelce işinizi yapmanızı bekliyorlar. Bizler de işimizi öyle yapıyoruz.

Beşiktaş’ta çok mutluydum. Ailem de İstanbul’a alışmıştı. Şimdi İstanbul’a sadece tatil amaçlı geliyorum. Dostlarım var. En çok kebabı, baklava ve dondurmayı özledim. Unutulmaz tatlardı.

Hürriyet

Yorumlar
Benzer Haberler